Göz Ardı Neden Ayrı Yazılır? Felsefenin Gözünden Görmezden Gelmenin Anatomisi Bir filozof için her kelime, varlığın gizli bir parçasıdır. Dil, düşüncenin hem sınırı hem aynasıdır. “Göz ardı” ifadesi, sadece bir yazım konusu değildir; görmenin, bilmemenin ve susmanın bir metaforudur. Bu yüzden “Göz ardı neden ayrı yazılır?” sorusu, bizi dilin ötesinde, etik, epistemoloji ve ontoloji alanlarına davet eder. Etik Perspektif: Görmemeyi Seçmek İnsanın “görmemeyi” seçmesi, her zaman ahlaki bir eylemdir. Göz ardı etmek, yani farkında olup da dikkat etmemek, bilinçli bir tercihtir. Yazımda iki kelimeyle ifade edilmesi de bu bilinçli ayrılığı temsil eder. “Göz” bir farkındalık organıdır; “ardı” ise görmenin ötesine,…
Yorum BırakUzakdoğu Esintisi Blogu Yazılar
Grup mu Grubu mu? Öğrenmenin Dilinde Birlik, Anlam ve Pedagoji Üzerine Bir eğitimci olarak sınıfa her girdiğimde, kelimelerin ne kadar güçlü bir öğrenme aracı olduğunu bir kez daha fark ederim. Öğrenme yalnızca bilgi aktarımı değildir; düşünmenin, sorgulamanın ve anlam kurmanın sürecidir. İşte bu yüzden “grup mu grubu mu?” gibi basit görünen bir dil meselesi, aslında öğrenmenin derin yapısını anlamak için mükemmel bir örnektir. Çünkü dil, düşüncenin aynasıdır — ve öğrenme, bu aynada kendimizi yeniden görmektir. “Grup” ve “Grubu” Arasındaki Fark: Dilbilgisel Bir Eşik Öncelikle bu iki sözcük arasındaki farkı açıklayalım. “Grup” kelimesi yalın hâlde, bir topluluğu veya birlikte hareket eden…
4 YorumÖğrenmenin Dönüştürücü Gücü: Bir Eğitimcinin Gözünden Her sabah sınıfa adım attığımda, gözlerimdeki umut aynı soruda birleşiyor: Bugün kim bir şeyin farkına varacak? Çünkü öğrenme, yalnızca bilgi edinmek değildir; bir farkındalık sürecidir. Bir gramofonun plak üzerindeki ince hatları okuması gibi, insan zihni de deneyimlerinin izlerini okur. Her bir çizik, her bir ses dalgası, öğrenmenin yankısını taşır. Peki, “Gramofon plak çalar mı?” sorusu bize ne öğretir? — Bir Soru, Bin Öğrenme Yolu: “Gramofon Plak Çalar mı?” Bu soru ilk bakışta teknik bir merak gibi görünür. Oysa pedagojik bir açıdan ele alındığında, öğrenme sürecinin nasıl işlediğini sorgulatır. Bir gramofon, plak olmadan işlevsizdir; tıpkı…
Yorum BırakBugün tartışma çıkarmaya niyetliyim: “Haâla” diye bir yazım yok. Varsa da yalnızca dilin ve düşüncenin tembelleştiği yerde var. Doğrusu “hâlâ”; akraba anlamındaki “hala” ise bambaşka. Bu kadar basit bir ayrımı bile ıskaladığımızda, yalnızca imlâyı değil, anlamı da kaybediyoruz. “Haâla nasıl yazılır?” sorusunun rahatsız edici cevabı Önce netleşelim: “Hâlâ” (uzun ve şapkalı â) “still, henüz, şimdiye dek” anlamındaki zaman zarfıdır. “Hala” ise “babanın kız kardeşi”dir. “Haâla” gibi bir form ise tipografik kazadır; klavye ile telaşın, otomatik düzeltmenin ve kuralsızlığın çarpıştığı o gri bölgede doğar. Peki neden bu kadar kişi bu hataya düşüyor? Çünkü bir kısmımız, dilin inceliğini “gereksiz ayrıntı” sanıyor. Oysa…
4 YorumHey Gidi Nasıl Yazılır? Psikolojik Bir Mercekten Bakış Bir Psikoloğun Meraklı Girişi Hey gidi… Bir an, bu kelimenin gücü size neler hatırlatıyor? İnsan zihni, duyguların ve anıların etrafında dönerken, dilin gücüne olan ilgisi büyüktür. Bir kelime, bir cümle, bir bakış, bazen onlarca yıl boyunca iç dünyamızda yankı uyandırabilir. Peki, “hey gidi” ifadesi, sadece bir kelime olmanın ötesine geçip, bizi psikolojik olarak nasıl etkiler? Bir psikolog olarak insan davranışlarını çözümlemeye çalışırken, bu tür kelimelerin bilinçaltımıza nasıl işlediğini anlamak oldukça ilginç. Hadi gelin, “hey gidi”nin psikolojik yönlerini birlikte keşfedelim. Bilişsel Psikolojiden Bir Bakış Bilişsel psikoloji, zihinsel süreçleri, düşünce biçimlerini ve bellekle ilgili…
6 YorumBir Ekonomistin Gözüyle Göbeklitepe: T Biçimli Taşların Sessiz Ekonomisi Kaynakların sınırlılığı, tercihlerimizin maliyeti ve toplumların bu tercihler üzerinden kurduğu dengeler… Bir ekonomist için dünya, yalnızca rakamlar ve piyasalarla sınırlı değildir; geçmişteki insan davranışlarını da bir “kaynak yönetimi” süreci olarak okur. Göbeklitepe’deki T biçimli taşlar, bu bağlamda yalnızca arkeolojik bir sembol değil, insanlığın ilk büyük ekonomik tercihinin taşlaşmış bir ifadesidir. Çünkü her taş, üretim gücünün, emeğin ve kolektif kararın bir sonucu olarak yükselmiştir. Göbeklitepe’nin taşlarında “T” harfi yoktur ama “T biçimi” vardır — ve bu biçim, insanın kıt kaynakları kullanarak anlam üretme biçiminin erken bir örneğidir. Bu nedenle “Göbeklitepe’de neden T…
8 Yorum“Türk Hava Yolları Türkiye’nin mi?” — Bir Uçağın İçinden Bakınca Uçak kapıya yanaşıyor, o meşhur “Sayın yolcularımız…” anonsu geliyor ve ben her defasında aynı şeyi düşünüyorum: Türk Hava Yolları, sadece bir havayolu değil; hepimizin cebinde bir hatıra, pasaportumuzda bir damga, memlekete uzanan görünmez bir köprü. Peki o köprü “kimin”? Resmî cevapla duygusal cevabın çakıştığı tam da bu yerde duruyoruz. Kısa Cevap: Hem Evet, Hem Hayır THY, Türkiye’nin bayrak taşıyıcı havayolu; evet, “Türkiye’nin” — ama hukuken %100 devlet şirketi değil. Şirket, Borsa İstanbul’da THYAO koduyla işlem gören halka açık bir anonim ortaklık. Türkiye Varlık Fonu’nun (TVF) %49,12’lik payı var; geri kalan…
6 YorumGermiyan Türkçesi Ne Demek? Ekonomik Bir Perspektiften Analiz Bir ekonomist olarak, insanların seçimleri ve bu seçimlerin sonuçları üzerine düşündüğümde, sınırlı kaynaklar ve bunların en verimli şekilde nasıl kullanılabileceği sorusu her zaman ön planda olmuştur. Ekonomi, bir yandan bireylerin kararları ve bu kararların toplumsal düzeyde yarattığı etkilerle şekillenirken, diğer yandan kültürel ve dilsel dinamikler de bu sürecin önemli bir parçasını oluşturur. Dil, tıpkı bir pazarın etkileşimleri gibi, zaman içinde değişir ve evrilir. Bugün, “Germiyan Türkçesi” ifadesine odaklanarak, bu kavramı hem tarihsel bir bakış açısıyla hem de piyasa dinamikleri ve toplumsal refah çerçevesinde analiz edeceğiz. Germiyan Türkçesi Nedir? Germiyan Türkçesi, Osmanlı İmparatorluğu’nun…
4 YorumBebeklerde gerinme hareketi, doğuştan gelen ve sinir sistemi gelişiminin önemli bir parçası olan refleksif bir davranıştır. Bu hareket, bebeklerin çevresel uyaranlara verdikleri doğal tepkilerden biridir ve genellikle ilk üç ayda belirginleşir. Ancak, bazı durumlarda bu hareketler ebeveynlerde endişe yaratabilir. Gerinme Hareketinin Nedenleri 1. Moro Refleksi (Sıçrama Refleksi) Moro refleksi, bebeklerin ani bir ses, hareket veya çevresel değişiklik karşısında gösterdiği bir tepkidir. Bebek, kollarını ve bacaklarını açar, başını geriye atar ve ağlayabilir. Bu refleks, sinir sistemi gelişiminin bir göstergesi olup, genellikle doğumdan sonraki ilk iki ayda görülür ve zamanla kaybolur. [1] 2. Emme ve Yutma Refleksleri Bebekler, doğuştan gelen emme ve…
Yorum BırakHaşır Neşir Nasıl Yazılır? Dilin İçindeki İfadenin Gücü ve Karmaşası “Haşır neşir” deyimi… Birçoğumuz sıkça kullanıyor, hatta bazen doğru yazılışına bile dikkat etmiyoruz. Ancak bu ifadenin yazımı ve anlamı, dilin büyüsüne dair önemli bir ipucu veriyor. Herkesin doğru bildiği yanlışlardan biri de işte tam olarak bu deyim. Haşır neşir mi, yoksa haşırneşir mi? Peki, doğru yazım gerçekten bu kadar önemli mi? Gelin, dilin içinde kaybolmuş bu deyimin kökenlerine, günümüzdeki yansımalarına ve belki de gelecekte nasıl şekil alacağına dair derin bir keşfe çıkalım. Haşır Neşir: Kökeni ve Anlamı Haşır neşir deyimi, Türkçede “bir şeyle çok meşgul olmak” veya “bir şeyle iç…
Yorum Bırak