İçeriğe geç

Güvenmemek ne demek ?

Öğrenmenin Kalbinde Bir Soru: Güvenmemek Ne Demek?

Bir eğitimcinin yüreği, insanın öğrenme serüvenine tanıklık eder. Her öğrencinin gözlerinde bir arayış vardır: bilmeye, anlamaya, dünyayı kavramaya yönelik bir içsel çağrı. Ancak bu yolculuğun görünmeyen engellerinden biri de güvenmemektir.

Güvenmemek, yalnızca birine inanmamak değil; öğrenme sürecinin derinliklerine sızan, bilginin köklerine dokunan bir duygudur. Bir öğrenci, öğretmenine; bir toplum, eğitim sistemine; bir birey, kendine güvenmediğinde öğrenme sekteye uğrar. Çünkü öğrenmek, temelde bir teslimiyettir — bilmediğini kabul etmek ve bilmeye cesaret etmektir.

Güvenin Pedagojik Anlamı

Eğitim biliminde güven, öğrenmenin görünmez omurgasıdır. John Dewey’in dediği gibi, eğitim bir yaşam deneyimidir; bu deneyim de ancak güven temeli üzerine inşa edilebilir.

Bir öğretmen, öğrencisine bilgi aktarmadan önce ona kendine güvenmeyi öğretir. Çünkü öğrenmenin özü, dış dünyadan alınanı iç dünyada yeniden kurabilmektir. Eğer öğrenci “yanlış yapma” korkusuyla hareket ederse, öğrenme süreci donuklaşır. Güvenmemek, bilginin akışını keser.

Bir öğretmen, öğrencisine güvendiğinde, sınıf bir laboratuvar olmaktan çıkıp bir “karşılıklı öğrenme alanı”na dönüşür. Güven, bilgi üretiminin demokratikleşmesidir.

Öğrenme Teorilerinde Güven Eksikliği

Konstrüktivist yaklaşıma göre birey, bilgiyi kendi deneyimleriyle inşa eder. Ancak bu inşa süreci için, hem kendine hem çevresine belli bir güven duygusu gereklidir. Güvenmemek, bu inşanın temellerini zayıflatır. Piaget’nin bilişsel gelişim kuramında, çocuk çevresine duyduğu güvenle “keşfetmeyi” öğrenir. Eğer çevresine güvenmezse, öğrenme merakı yerini temkinli bir sessizliğe bırakır.

Benzer biçimde Vygotsky’nin “yakınsal gelişim alanı” kavramı, güven ilişkisinin somutlaşmış hâlidir: birey, rehberliğe ve desteğe güvenmediği sürece potansiyelini gerçekleştiremez.

Güvenmemek, öğrenmenin sessiz bir direncidir.

Bir öğrenciye, sürekli denetlenme hissiyle yaklaşılırsa; onun içsel motivasyonu değil, dışsal uyumu gelişir. Eğitimde güvenin kaybı, düşünmenin yerine ezberin geçmesine yol açar.

Bireysel Düzlemde Güvenmemek

Kendine güvenmemek, öğrenme yolculuğundaki en büyük pedagojik engellerden biridir. Bir öğrenci, “bunu yapamam” dediğinde aslında “ben öğrenemem” demek ister. Bu da öğrenme teorilerinde özyeterlilik inancı olarak bilinen temel kavramla ilgilidir.

Bandura’nın sosyal öğrenme kuramına göre bireyin davranışları, kendi yeterliliğine duyduğu inançla yönlenir.

Dolayısıyla, güvenmemek yalnızca bir duygusal tepki değil, bir bilişsel ketlenmedir.

Öğrencinin kendi öğrenme kapasitesine güvenmemesi, onun bilgiyle kurduğu ilişkiyi zedeler.

Bir eğitimcinin görevi, bu duygusal bariyerleri fark edip kırmaktır. Çünkü öğrenme, güvenin yeniden inşasıyla başlar. Her soru, bir güven eylemidir: “Soru sormaya cesaret ediyorum, çünkü bilmemeyi kabullendim.”

Toplumsal Öğrenmede Güvenin Rolü

Toplumlar da tıpkı bireyler gibi öğrenir. Eğitim sistemine duyulan güven, bir toplumun geleceğe olan inancını belirler. Eğer öğretmene, müfredata, kurumlara duyulan güven azalırsa; bireyler yalnızlaşır, ortak öğrenme alanı daralır. Güvenmemek burada, sosyal bir kopuştur.

Eğitim toplumsal bir sözleşmedir — bilgiye ulaşma hakkının ortaklaşa korunmasıdır. Bu sözleşmenin bozulduğu yerde öğrenme, bireysel bir yük haline gelir.

Bir toplumun öğrenme kapasitesi, birbirine ne kadar güvendiğiyle ölçülür.

Bu nedenle pedagojik güven, sadece sınıfta değil, ailede, medyada ve sosyal ilişkilerde de yeniden inşa edilmelidir.

Sonuç: Güvenmek Öğrenmenin İlk Dersi

Güvenmemek, görünmeyen ama derin bir pedagojik sorundur. Öğrenme sürecinde güven, yalnızca bilgiye değil, insana da duyulan inançtır. Eğitimcinin görevi, öğrenenin dünyasında bu güveni filizlendirmektir.

Çünkü güvenin olmadığı yerde bilginin sesi yankılanmaz; sadece talimatlar kalır.

Şimdi bir eğitimci olarak değil, bir öğrenen olarak düşünelim: Ben gerçekten kendime, öğretmenime, öğrenmeye güveniyor muyum?

Ve belki de asıl soru şudur: Güvenmediğimizde neyi kaybederiz — bilgiyi mi, yoksa kendimizi mi?

Etiketler: #Eğitim #Güven #Pedagoji #ÖğrenmeTeorileri #EğitimFelsefesi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort deneme bonusu veren siteler 2025
Sitemap
prop money